İstanbul Havalimanı dış hatlar gidiş terminalinde uçuştan üç saat önce bilet ve bagaj işlemlerimizi tamamlamak üzere buluşacağız. Türk Hava Yolları'nın TK1923 sayılı tarifeli seferi ile saat 08:50’de Basel'e yapacağımız uçuşumuz yaklaşık 3 saat 15 dakika sürecektir. Üç ülkenin kavşağı olarak tanımlayabileceğimiz Basel’e varışımız ile birlikte şehir turumuza başlıyoruz. Fransa, Almanya ve İsviçre’nin sentezlenmiş yapısına şahit olacağımız bu güzel kente kuşkusuz en güzel özelliğini veren Rhein Nehri ile süslenmiş olması diyebiliriz. Tarihi boyunca ticaretin yoğun olarak yaşandığı Basel, zamanla bir kültür ve sanayi merkezi haline gelmiş. Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte, Cermen kabileleri Basel ve çevresindeki bölgelerde hakimiyet kurmaya başlamış ve 5. yüzyıldan itibaren Cermen kabileleri, Rhein Nehri civarında bölgeyi tam anlamıyla etkisi altına almıştır. Günümüzde ise İsviçre’nin en büyük üçüncü şehri olmasının yanı sıra bir çok müze ve sergiye de ev sahipliği yapmaktadır. Yürüyerek yapacağımız şehir gezimiz sırasında gösterişli kızıl rengiyle Belediye Binasını ve 1091 yılında Katolik bir kilise olarak inşa edilen ve 1356’daki büyük deprem sonrası tekrar yapılan Basel Manastırı göreceğiz. Günümüzde Protestan Kilisesi olarak hizmet veren kilise, İsviçre Ulusal Miras listesinde yer almaktadır. Sonrasında ise eski şehir meydanı ve pazar yeri olan Marktplatz’ı gezeceğiz. Bir çok festivale de ev sahipliği yapan bu meydan şehrin en hareketli yerlerinin başında gelmektedir. Basel’i tanıdıktan sonra dinlenmek ve öğle yemeği için kısa bir mola vereceğiz. Gezimize Freiburg’a doğru yola çıkarak devam edeceğiz. Bir Alman kenti olan Freiburg Kara Orman’ın bitişiğinde yer alır. Kuşkusuz Freiburg denildiğinde akla ilk gelen, şehrin merkezinin “Bachle” adı verilen minyatür su kanallarıyla döşenmiş olmasıdır. 13. yüzyılda yapılan bu kanallar şehirdeki yangınları önlemek amacıyla tasarlanmış. Günümüzde ise Freiburg ziyaretçilerinin ve çocukların en çok dikkatini çeken tarihi kalıntılar diyebiliriz. Şehrin ortasından yükselen gotik Freiburg Minster Katedrali ise bir diğer dikkat çeken yapılarından. Freiburg gezimiz sonrasında kalacağımız otele hareket edeceğiz.
Otelde alacağımız kahvaltının ardından sabah saatlerinde dolu dolu geçireceğimiz tam günlük gezimiz için otelimizden ayrılıyoruz. Alsace bölgesinin en görkemli yapısı diyebileceğimiz ve bölgenin en çok turist çeken Haut Koenigsbourg Şatosu’nu ziyaret edeceğiz. Bölgenin kültürel miraslarından biri olan ve simgesi haline gelen şatonun yapımı 12. yüzyıla dayanmaktadır. İlk olarak Hohenstaufen Hanedanı tarafından yapımına başlanan şato, zamanla stratejik konumu nedeniyle birçok kez çeşitli aileler ve lordlar tarafından el değiştirmiştir. 30 Yıl Savaşları sırasında çok büyük zarar gören tarihi yapı, uzun süre terk edilmiş olarak kalmış ve Prusya İmparatoru II. Wilhelm’ın isteğiyle 1900’lü yılların başında yapımına tekrar başlanmıştır. Orta Çağ yaşamını ve kültürünü sergileyen ve mimari yapısıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir müze olarak hala günümüzde hizmet vermektedir. Şatodaki ziyaretimizden sonra hemen yakınlarındaki Riquewihr Köyünü ziyaret edeceğiz. Alsace’ın Colmar’dan sonra en çok sevilen köylerinden biri olan Riquewihr Alsace Şarap Yolu üzerinde bulunur ve şarap meraklılarının uğrak noktasıdır. Orta Çağ’dan kalma binaları, daracık taş sokakları ve renkli yarı ahşap evleri ile adeta zamanın durduğu bir kasaba diyebiliriz. Burada yapacağımız kısa gezi sonrası, kasabayı keşfetmek ve Noel pazarlarının keyfini çıkartmak için vaktiniz olacak. Tadına doyamayacağınız Riquewihr ziyaretimiz sonrası rotamızı Alsace’ın bir başka büyülü Orta Çağ kasabası olan Kayserberg’e çeviriyoruz. 13. yüzyılda inşa edilen Kaysersberg Kalesi ve pitoresk mimarisi ile dikkat çeken Ste Croix Kilisesi kasabanın öne çıkan tarihi yapılarındandır. Adının anlamı “İmparatorun Dağı” olan kasaba aynı zamanda Nobel Barış Ödüllü Dr. Albert Schweitzer’in de doğduğu yerdir. Tüm gün boyunca zamanın adeta durduğu Alsace’ın en sevilen yerlerini gezdikten sonra dinlenmek üzere otelimize hareket edeceğiz.
Otelde alacağımız kahvaltının ardından sabah erken saatlerde otelimizden ayrılarak bölgenin kuzeyine, Strasbourg’a doğru yola çıkacağız. Tarihi boyunca Almanya ve Fransa tarafından paylaşılamayan ve birçok kez el değiştiren şehir, I. Dünya Savaşı'nın ardından Versailles Antlaşması ile tekrar Fransa'ya geri verilmiştir. Avrupa barışının temsil edildiği yer olarak bilinen Strasbourg, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi birçok uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra Strasbourg birçok kanal ve su yolu ile çevrilidir. Rhein Nehri’nin bir kolu olan İll Nehri üzerinde kurulan şehir bir zamanlar dünyanın en büyük yapıları arasında yer alan Notre Dame Katedrali’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin tarihi merkezi olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan pitoresk Orta Çağ kasabası Le Petite France (Küçük Fransa) Strasbourg’da en akılda kalan yerlerin başında gelmektedir. Strasbourg gezimiz sonrası gezimize Obernai’yi ziyaret ederek devam edeceğiz. Strasbourg’a çok yakın bir mesafede bulunan üzüm bağları ile çevrelenmiş Obernai Alsace Şarap Yolu üzerinde yer alır. Riesling ve Gewürztraminer gibi ünlü Alsace şaraplarının üretildiği kasaba Noel pazarlarının en güzel yaşandığı yerlerden birisidir. Obernai turumuz sonrası, Alsace Bölgesi'nin incisi Colmar'ı ziyaret ederek gezimize devam edeceğiz. Bölgenin tarihi dokusunu en canlı şekilde yansıtan Colmar'ı keşfederken, adeta zamanın durduğu bir atmosferde kendinizi bulacaksınız. Renkli yarı ahşap evleri, çiçeklerle süslü balkonları ve su kanallarıyla örülü olan Le Petit Venice (Küçük Venedik), Colmar'ın en büyüleyici noktalarından birkaçı. Işıklarla süslenmiş Colmar'ın Noel Pazarları, size unutulmaz anılar ve büyülü bir deneyim sunacak. Colmar’da vereceğimiz serbest zaman sonrası Eguisheim’e hareket ediyoruz. 2003 yılından bugüne “Fransa’nın en güzel köyleri” kulübüne üye olan Eguisheim, 2013 yılında Fransızların favori köyü seçilmiş, aynı zamanda turistlerinde en çok ziyaret ettiği Alsas Şarap Yolu köylerinden. Labirent şeklinde yapılmış sokakları, kendine has ahşap evleri ve şaraplarıyla ünlü olan Eguisheim ziyaretçilerine bir Orta Çağ filminde gibi hissettiriyor. Gezimiz sonrası dinlenmek üzere otelimize hareket edeceğiz.
Otelde alacağımız kahvaltının ardından sabah erken saatlerde Alsace Bölgesi’nin dışında kalan Zürih ve Schaffhausen Ren Şelalesi’ni görmek için otelimizden ayrılacağız. Yaklaşık 2 saat sürecek olan Zürih yolculuğumuzda varışımızdan hemen sonra şehir gezimize başlayacağız. İsviçre'nin en büyük şehirleri arasında yer alan Zürih, ülkenin ekonomik, kültürel ve turistik merkezlerinden biridir. Şehir gezimiz sırasında kente romantik atmosferini veren Zürih Gölü, ünlü alışveriş caddesi olan Bahnhofstrasse, dar sokakları ve tarihi binaları ile eski şehir merkezi Altstadt kısaca göreceğimiz yerlerin birkaçı. İsviçre’nin elegant ve zarif duruşlu bu şehri sizi çok etkileyecek. Zürih gezimizi tamamladıktan sonra, doğanın büyüleyici bir örneği olan Schaffhausen Ren Şelalesi'ne doğru yol alacağız. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra, görkemli şelale bizleri karşılıyor olacak. Çevresi yeşil doğa ve kayalıklarla çevrili olan şelalenin genişliği yaklaşık 150 metre, yüksekliği ise 23 metre civarındadır. Rhein Nehri üzerinde muazzam bir görünüme sahip olan bu doğa harikası Avrupa’daki en güzel şelalelerden biri olarak kabul edilir. İsviçre’de geçirdiğimiz günün ardından Alsace bölgesine geri dönerek, otelimize hareket edeceğiz.
Otelde alacağımız kahvaltının ardından Alsace seyahatimizin son gününde çıkış işlemlerimizi tamamlayarak otelimizden ayrılacağız. Otobüs yolculuğumuzun ardından Luzern’e varmış olacağız. Dört Kanton Gölü’nün kıyısında yer alan şehir, dağların arasındaki eşsiz manzarasıyla, yarı ahşap evleri, dar sokakları ve çiçeklerle süslü balkonları ile hatıralarınızda romantik izler bırakacak. Şehrin merkezinden akan göz alıcı güzelliğe sahip Reuss Nehri şehrin simgelerinden birisidir. Gotik mimarinin izlerini taşıyan Luzern gezimiz sırasında, şehri birbirine bağlayan Chapel Köprüsü’nü, Fransız Devrimi sırasında Tuileries Sarayı'nı korurken hayatını kaybeden İsviçreli muhafızların anısına yapılmış olan Lion Anıtı’nı ve 14. yüzyılda şehri korumak için yapılan surların bir parçası olan Musegg Duvarı ve Dokuz Kulesi göreceğimiz tarihi yapılar arasında yer almaktadır. Luzern gezimiz sonrası Basel Havalimanı’na doğru yola çıkacağız. Bilet ve bagaj işlemlerimizitamamladıktan sonra Türk Hava Yolları’nın TK1926 sayılı tarifeli seferi ile saat 18:05’te İstanbul’a hareket ediyoruz. Unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir başka seyahatimizde tekrar bir araya gelmek dileğiyle…
İki Kişilik Oda Kişi Başı | Tek Kişilik Oda | İlave Yatak | Çocuk | ||
---|---|---|---|---|---|
28.11.2024 / 01.12.2024
(
|
3* Oteller |
949,00 EUR
|
1.149,00 EUR
|
949,00 EUR
|
0 - 2 Yaş 170,00 EUR
3 - 12 Yaş 949,00 EUR
|
İki Kişilik Oda Kişi Başı | Tek Kişilik Oda | İlave Yatak | Çocuk | ||
---|---|---|---|---|---|
28.11.2024 / 01.12.2024
(
|
3* Oteller |
949,00 EUR
|
1.149,00 EUR
|
949,00 EUR
|
0 - 2 Yaş 170,00 EUR
3 - 12 Yaş 949,00 EUR
|